Ramazan orucu müslüman , akilli ve ergenlik çagina gelmis kimselere farzdir. Ramazan orucu, kameri
aylardan Ramazan ayinin bazen 29, bazen 30 gün sürmesine göre 29 veya 30 gün olarak tutulur. Oruçlarda niyet önemlidir. Niyet kalp ile olur. Geceleyin imsaktan önce veya imsak vaktinde ertesi gün oruç tutacagini kalbinden geçiren bir müslüman o günün orucuna niyet etmis olur. Oruç tutmak düsüncesi ile sahur yemegine kalkan kimse de oruca , niyet etmis sayilir. Ancak oruç tutan kimsenin hem içinden niyet etmesi, hem de dili ile "Niyet ettim Ramazan'in yarinki orucuna" diye söylemesi daha iyi olur.
Bes çesit oruç vardir:
1) Farz oruç: Ramazan orucunun edasi ve kazasi farzdir. Keffaret oruçlarinin tutulmasi da farzdir.
2) Vacip oruç: Adak oruçlari ile bozulan nafile orucun kaza edilmesi vaciptir.
3) Sünnet oruç: Kamerî aylardan Muharrem ayinin 9-10 veya 10-11. günlerinde oruç tutmak sünnettir.
4) Müstehap oruç: Kameri aylarin 13. 14. 15. günleri ile her haftanin Pazartesi ve Persembe günleri, Sevval ayinda 6 gün oruç tutmak müstehaptir.
5) Mekruh oruç: Iki türlü mekruh oruç vardir:
a. Muharrem ayinin sadece 10. günü, yalniz Cuma veya Cumartesi günleri oruç tutmak, iki orucu iftar etmeksizin birbirine eklemek veya senenin tamamini oruçlu geçirmek "TENZÎHEN MEKRUH"tur.
b. Ramazan bayraminin birinci günü ile Kurban Bayraminin 4 günü oruç tutmak "TAHRÎMEN MEKRUH"tur.
Ramazanda oruç tutamayanlar ne yaparlar ?
Oruç tutmayacak kadar hasta olanlar, hastaya bakanlar, Ramazan ayinda yolculuk yapanlar,
gebe veya emzikli olanlar, asiri yaslilar ve düskünler, aybasi hali veya logusalik halinde bulunan
kadinlar Ramazan ayinda oruç tutmazlar.Bunlardan:
a. Aybasi hali veya logusalik halinde olan kadinlar ile emzikli ve gebe olan kadinlar,
bu özürleri sona erdikten sonra ve Ramazan ayi disinda oruçlarini kaza ederler.
b. Yolcular, yolculuklari bitince oruçlarina baslarlar. Ramazan ayinda tutamadiklari
oruçlarini Ramazan ayindan sonra tutarlar.
Oruca nezaman ve nasil niyet edilir
Orucun sahih olmasi için niyet etmek sarttir. Niyetsiz oruç makbul degildir.
Ramazan orucuna, aksamdan itibaren kusluk vaktine kadar niyet edilebilir. Söyle ki:
Normal olarak oruca, sahur yemegini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayip yeme içme zamaninin bittigi imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, günes dogmus olsa bile, kusluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir sey yapmasin. Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, aksamdan sonra yarinin orucuna niyet edebilir,
geceleyin kalkip tekrar niyet etmesi gerekmez. Ramazan ayinda tutulamayan orucu, baska günlerde kaza ederken niyetin geceleyin «tan yeri agarmadan önce» yapilmasi gerekir. Keffaret oruçlari da böyledir. Bu oruçlara imsaktan sonra niyet edilmez. Niyet esasen kalp ile olur. Yani geceleyin, yarin oruç tutacagini kalbinden geçiren kimse niyet etmis demektir. Oruç tutmak düsüncesi ile sahur yemegine kalkan kimsenin bu düsüncesi de niyettir. Oruca kalp ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalp ile yapilan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: " Niyet ettim Ramazan-i serifin yarinki orucuna "
diye söylemelidir.
Orucu bozup kaza ve keffaret gerektiren haller
Oruçlu oldugunu bildigi halde kasden:
1) Yemek, içmek, (ister gida maddesi, isterse ilaç olsun)
2) Cinsi iliskide bulunmak.
3) Sigara içmek
Orucu bozar, kaza ve keffareti gerektirir.
Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktir.
Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmis gün pespese oruç tutmaktir.
Ramazan ayinda niyet ederek oruca baslayan bir kimse özürsüz olarak bile bile yiyip içse veya cinsi iliskide bulunsa orucu bozulur. Bozulan bu orucun gününe gün kaza edilmesi, ayrica oruç özürsüz olarak ve bile bile bozuldugu için de keffaret tutmasi gerekir.
Baslanan bir orucu bilerek bozmanin dünyadaki cezasi keffarettir. Yani altmis gün birbiri ardinca oruç tutmaktir. Herhangi bir sebeple keffaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden baslayip altmis günü kesintisiz tamamlamak lazimdir. Kadinlar keffaret orucu tutarken araya giren âdet günlerini tutmazlar, âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek altmis günü tamamlarlar.
Oruçluya mekruh olan hususlar
1) Bir seyi dilinin ucuyla gereksiz yere tatmak
2) Lüzumsuz yere bir sey çignemek
3) Sakiz çignemek
4) Kendisinden emin olmayan bir kisinin hanimini öpmesi, boynuna sarilmasi, kucagina almasi
5) Tükrügü agizda biriktirip yutmak
6) Kan aldirmak
7) Kendini zayif düsürecegini tahmin ettigi yorucu bir iste çalismak
8) Agzina su alip çalkalamak
HAC
Islâm sartlarinin besincisi hac'dir. Hac,belli zamanda, belirli yerleri özel bir sekilde ziyaret etmektir. Hicretin dokuzuncu yilinda farz olmustur. Hac hem mal, hem de beden ile yapilan bir ibadettir. Belirli sartlari tasiyan müslümanlarin
ömründe bir defa hacca gitmesi farzdir. Allah'in her emrinde oldugu gibi haccin farz kilinmasinda da bir çok hikmetler ve faydalar vardir. Çesitli ülkelerden mukaddes topraklara gelen, dilleri ve renkleri ayri olan müslümanlarin tek gaye etrafinda bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah'a yönelmesi Islâm kardesligini güçlendirir. Müslümanlarin birbiri ile tanismalarini, birbirlerinin dert ve sikintilarina çare bulmalarini saglar. Zengin-fakir her seviyede müslümanin ihrama girerek ayni kiyafet içinde bulunmasi insanlara esitlik fikrini asilar, mahser gününü hatirlatir. Sevgili peygamberimizin dogup büyüdügü, Islâm dini'nin cihana yayilmaya basladigi kutsal yerleri görmek ruhlara manevi bir heyecan verir,dini duygulari kuvvetlendirir. Kutsal yerlerde insan kendisini Allah'a daha yakinhisseder, yaptigi ibadetlere kat kat fazla sevab verilir. Allah rizasi için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakinanlarin (kul haklari hariç) birçok günahi bagislanir. Bu konuda peygamber Efendimiz söylebuyurmustur: Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranislardan sakinirsa, annesinin onu dogurdugu günkü gibi günahlarindan
arinmis olarak döner. (Riyazü's-Salihin, c.2, s. 521)
Hac Kimlere ve Ne Zaman Farzdir
Asagidaki sartlari tasiyanlara hacca gitmek farz olur:
1) Akilli olmak,
2) Erginlik çagina gelmis olmak,
3) Müslüman olmak,
4) Hür olmak,
5) Haccin farz oldugunu bilmek. (Bu sart müslüman olmayan ülkelerde müslümanligi kabul edenler içindir. Islâm ülkelerinde yasayan müslümanlar için haccin farz oldugunu bilmemek özür degildir.)
6) Zorunlu ihtiyaçlardan baska hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü oldugu aile fertlerinin geçinebilecegi maddi güce sahip olmak.
7) Durumuna uygun bir vasita ile hac yolculugunu yapabilmesi için vasita ve yol masraflarini karsilayacak parasi olmak.
8) Hac vazifesini yapabilecek zamana yetismis olmak.
Saydigimiz bu sartlardan baska hac vazifesini bizzat yapmak için su sartlarin da bulunmasi gerekir. Bunlara haccin edasinin sartlari denir.
Haccin Edasinin Sartlari
1) Vücutça saglikli olmak, (Kör, kötürüm ve hac yolculuguna dayanamayacak derecede hasta ve yasli olmamak.)
2) Hacca gitmesine bir engel bulunmamak, (Hapiste olmak gibi)
3) Yol güvenligi olmak,
4) Kadinin yaninda kocasi veya evlenmesi caiz olmayan bir mahremi bulunmak.
5) Kocasi ölmüs veya bosanmis olan kadinlarin iddet süreleri bitmis olmak.
Bu saydigimiz sartlara sahip olan bir kimsenin önündeki ilk hac mevsiminde hacca gitmesi farz olur.
Haccin Vacibleri
1) Müzdelife'de vakfe.
2) Safa ile Merve tepeleri arasinda sa'y etmek
3) Cemreleri taslamak (Seytan taslamak)
4) Saçlari tras etmek veya kisaltmak
5) Sader (veda) tavafini edâ etmek
Haccin Sünnetleri
Kudûm tavafi yapmak, erkeklerin kudûm ve ziyâret tavafinda remel yapmalari (Reml: Adimlari kisaltip, omuzlari silkerek çalimli bir sekilde yürümektir. Tavafin ilk üç savt'inda yapilir), Safa ile Merve arasinda sa'y ederken, orada bulunan iki direk arasinda erkeklerin süratlice geçmeleri, Bayram gecelerinde Mina'da yatmak, arefe günü, günes dogduktan sonra Mina'dan Arafat'a gitmek, Müzdelife'den Mina'ya bayram günü sabahi, henüz günes dogmadan hareket etmek, Müzdelife'de gecelemek ve cemreler arasinda (Seytan taslama esnasinda) tertibe riayet etmektir.
Umre
Umre, belirli bir zamana bagli olmadan usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf etmek, sa'y yapmak ve tras olmaktan ibarettir. Umre sünnettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Arefe ve onu izleyen kurban bayrami günleri olmak üzere yilda bes günün disinda her zaman umre yapilabilir.
Zekâtin Faydalari
Zekât, kalbi cimrilik hastaligindan, mali fakirin hakkindan temizleyen, zenginlerde sefkat ve merhamet duygularini gelistiren bir ibadettir.
Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kiskançlik ortadan kalkar. Kendilerine yardim eden zenginlere karsi sevgi ve saygi meydana
gelerek toplumda birlik ve kardeslik kuvvetlenmis olur. Islâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarini karsilayan birçok
esaslar getirmistir. Allah'in emri olan zekât, bir sosyal yardimlasma sistemidir. Zekât malin büyümesini ve bereketlenmesini saglar.
Zekâti verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanlarin zararindan Allah korur. Sevgili Peygamberimiz söyle buyuruyor:
" Mallarinizi zekât ile koruyunuz. " (et-Tergib ve't-Terhib, c.1, s.520)
Zekat Kimlere Farzdir?
Zekat, Müslüman, erginlik çagina gelmis, akilli, hür ve dinen zengin sayilan kimselere farzdir. Dinen zengin sayilanlar, borcundan ve aslî ihtiyaçlarindan baska "NISAP MIKTARI" mali olan kimselerdir.
ASLÎ IHTIYAÇ: Oturulan ev, giyim esyasi, binek arabasi, ticaret için olmayan kitaplar, sanatin icrasi için gerekli aletler
ve ailenin bir yillik nafakasidir.
NISAP: Dinimizin koydugu bir zenginlik ölçüsüdür. Bu ölçüye göre: Aslî ihtiyacindan baska 81 gram altini, 561 gram gümüsü veya bu miktarlar karsiligi parasi veya ticaret mali bulunan, kirk koyun veya keçiye, otuz sigira veya bes deveye sahip olan müslümanlar "NISAP MIKTARI" mala sahip olmus sayilirlar.
Asli ihtiyaçtan baska bu miktarlarda mala sahip olduktan sona tam bir yil geçince zekat farz olur.
Zekât Kimlere Verilir?
Zekât verilecek kimseler sunlardir:
1) Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayilmayan, nisab miktari mali olmayan kimselerdir.
2) Yoksullar: Hiçbir seyi olmayanlar.
3) Borçlular: Borcundan fazla nisab miktari mala sahip olmayanlar.
4) Yolcu: Memleketinde mali oldugu halde yolda parasiz kalan, elinde bir sey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.)
5) Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çikip parasiz kalanlar ile isini gücünü birakip kendisini ilme vermis olan kimselerdir.
Zekatin öncelikle fakir olan yakin akrabaya, komsulara, hemsehrilere verilmesi daha sevaplidir.
Zekât Kimlere Verilmez?
1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
2) Ogluna, oglunun çocuklarina,kizina, kizinin çocuklarina ve bunlardan dogan çocuklara,
3) Zenginlere,
4) Müslüman olmayanlara,
5) Kari-koca birbirlerine.
Zekatin Ödenmesi
Paranin her 40 liradan bir lirasi zekat olarak fakire verilecektir. Canli hayvanlarin zekati nev'ine göre degisir. Koyunda: kirkta bir; devede: bes devede bir koyun, sigirda: otuzda bir danadir.